Yalnızlık Senfonisi

R

Rima

Guest
Biz insanlar, kendi ruhlarımızın yalnızıydık oysa. Dolup taşan şehirlere inat, bomboş bedenlerdik. Sevdik diye sevilmedik, güvendik diye bir daha asla güvenmedik.

"Hep en kalabalık yanlarımıza denk gelenler, hep en yalnız yanlarını bırakıp gittiler."

Yani işte, Gripin'in de o çok sevdiğim şarkısında avazı çıktığı kadar söylediği gibi:

"Ne zaman çalınsa kalbimiz bir arkadaşa bakıp da çıkıp gittiler"

Sonra onlar gittiler çoğaldık ağlamalara. Sonra gittiler; fazlalaştık imkan-sızılarımızda.

Yokluğunu fırsat bilip kuşatıyor hayat dört bir yanımı. Savunamadıkça taarruzda tüm insan sandıklarım.

Ve sen…

Sormuyorum artık seni yarın diyemediğim hiçbir yarımlığa…

Sislerin ardından beliriyor nicedir sülietin. Ne vakit gökyüzüne baksam parçalı bulutlu hep tanyeri. Ne yaparsan yap bir sen vardın işte; bende ki masallarımda hep kendini yok etsen de…

Özümün sözü, bizim hikayemizin kısası sendin,
Uzun uzun sevmerime yetişemeyen…

An geliyor düşünmeden saçmalamak istiyorum hayat sahnesinde. Düşünmeden dökülsün dudaklarımdan repliklerim. Hiç şiir olmasın mesela, hiçbir mısrada yeri olmasın sessizliğimin. Çaresizliğimi anlatayım diyorum sen fiyakalı sövgülerimle. Çok bişey değil istediğim, dolsun taşsın maviler. Ya işte ağlamak olsun bazı dar vakitler.

Gözyaşlarım getirsin akşamlarında deniz kokusunu, adımı kaybet mezelerce masanda. Hangi balıktı ki o tutamadığımız da, içemedik yanında aşkı sek?

 
Üst