Yanıt: ☆ Perestiş ☆
Sindiremediğim, hazmedemediğim, içime attığım, unutmuş gibi yaptığım o kadar çok şey varmış ki içimde. Kendimi gerçek manada dinleme fırsatı bulduğumda farkettim bu içler acısı durumu. Bir zamanlar hayatımda önemli yere sahip insanların verdiği zarar kadar can yakan bir durum daha yokmuş. Zaman geçtikçe daha çok hissediyorum bunu. Her ne kadar umursamadığımı hissettirmeye çalışsam da fazlasıyla umursadığımı bilinç altım kabul etmeme ikna etti sonunda beni.
Bir zamanlar sevdiğim insanları yokmuş gibi davranamıyorum, görmezden gelemiyorum ama yapılan çirkinlikleri de bir türlü unutamıyorum.
Uzun uzun düşündüm. Nasıl oldu da bu hale geldik? Nasıl oldu da değer yargılarımızı unutup bir kalemde silebildik yaşanmışlıkları? Nasıl oldu ki bu kadar gaddar olabildik? Bu soruların cevabını hiçbir zaman bilemeyeceğim sanırım.
Bazı insanların gerçek yüzlerinin görünmediğini, gizli kaldığını sanal platformlarda daha iyi anladım. Her ne kadar bu tarz ortamlarda kendini gizlemek daha kolay olsa da hep şaşkınlık duyduğum bir gerçek bu yüzleştiklerim. Bazıları hep ilk tanıdığım gibi kaldı gözümde, bazıları ise çamur batağında. Bazılarını ise hiç görmek istemedim o bataklıkta. Kendimi çok sorguluyorum. Çoğu kez kendime kızıyorum. İnsanları önemsemem gerektiğini düşünüp herkese haddinden fazla anlam yüklüyorum.
Yine saçma bir duygu rüzgarıyla savruluyorum bilmediğim diyarlara. Bu öyle bir rüzgar ki; sonunda hep kendimi çıkmazda buluyorum...