Psikoloji Terimler Sözlüğü A'dan Z'ye

Painfully

Well-Known Member
Yanıt: Psikoloji Terimler Sözlüğü A'dan Z'ye

Çocuk RekabetiÇocuklar birbirlerine karşı, tıpkı aile dışındakilere duydukları emosyonları duyabilirler. Annenin, babanın, öbür kardeşlerin ve ailenin öteki üyelerinin sevgisi için rekabet, aile grubunun yapısına göre değişir. Batıdaki ailenin «anahtarı» annedir ve çocuklar genellikle annenin sevgisi için rekabet ederler. Bazı vakalarda hayat boyunca bilinçli yahut bilinçsiz sürdürülen bu kardeş rekabeti, aile çevresinin dışındaki bireylerle kurulan ilişkileri etkileyebilir
 

Painfully

Well-Known Member
Yanıt: Psikoloji Terimler Sözlüğü A'dan Z'ye

Çocuklara Cinsel SaldırıKız ve erkek çocuklara yapılan cinsel saldırılar, suçluya karşı öylesine olumsuz duygular yaratmaktadır ki, bazan şiddetli bir dayakla kurtulan bir suçlu talihli sayılır. Hapishanede, koğuştaki öbür mahkûmlar da onu cezalandırdıkları için, suçlu onlardan ayrı bir hücreye kapatılmayı gönüllü olarak talep eder. Dolayısıyla, kız ve erkek çocuklara yapılan cinsel saldırıların aslında çok az fizik yahut akıl hasarına yol açması şaşırtıcıdır. Cinsel saldırı suçunun işlendiği, sık görülen birkaç durum vardır: yaşlı bir erkek 5-12 yaşında kız çocukları evine çağırır, para yahut şeker vererek kandırır ve onlarla cinsel oyunlara girişir; geri zekâlı bir genç, kendinden daha küçük yaştaki çocuklarla dostluk kurar ve bunlardan biriyle arasında cinsel bir ilişki kurulabilir; amcalar, yeğenler ve diğer aile bireyleri, akrabalıklarını bir kız ya da erkek çocuğa cinsel saldırı amacıyla kötüye kullanabilirler. Pedofiliaklar(bkz. Pedofili), yani yalnızca çocuklarla cinsel ilişki kurabilen erkekler, tehlikeli cinsel saldırı suçları işleyebilirler. Bu saldırı tekrarlama ve kalıplaşma (sterotipi) eğilimi gösterir ve cezaya yahut psikiyatrik tedaviye duyarlık göstermez. Hormon emplantasyonu biçiminde kimyasal kastrasyon endike olabilir. Ender görülen, zalimce çocuk cinayetleri hemen her zaman pedofiliaklar tarafından, işlenir
 

Painfully

Well-Known Member
Yanıt: Psikoloji Terimler Sözlüğü A'dan Z'ye

Dağılım AlanıDağılım alanı, bir serideki en düşük ve en yüksek gözlem arasındaki değişkenliktir. Bu, bir serideki gözlemlerin kapsamını ve değişkenliğini belirtir, ama diğer yöntemler daha çok tercih edilmektedir — örneğin Standard Sapma - Standard Deviation (bkz.). Dağılım alanı, bir ölçü aracı olarak, münferit gözlemlerin frekansı konusunda bilgi vermez ve ortalamadan uzak tek gözlemler bulunduğu zaman seriyle ilgili çarpık bir bilgi verir
 

Painfully

Well-Known Member
Yanıt: Psikoloji Terimler Sözlüğü A'dan Z'ye

Davranış

En geniş anlamıyla «davranış», bireyin herhangi bir sitüasyon karşısındaki total tepkisidir. Belli bir davranış biçimi ortam veya bireyle ortam arasındaki ilişki üzerinde birtakım etkiler yaratarak sitüasyonu değiştirir. Psikoloji artık bir davranış bilimi olarak tanımlanmaktadır. Bu düşünce j. b. watson tarafından ortaya atılmıştır. Watson, psikolojinin objektif bir bilim olabilmesi için, yalnızca doğrudan doğruya gözlemlenebilen ve ölçülebilen fenomenlerin ele alınması gerektiğini ileri sürmüştür, Watson'a göre davranış, şartlı reflekslerden türeyen ve doğuştan gelen birtakım motor ve guddesel tepki biçimlerine göre oluşan entegre huy sistemlerinden ibarettir. Konuşulan dille ilgili huylar, «imalı» bir nitelik taşıyabilmelerinden ötürü, özellikle önemlidirler. Davranışçı gelenek ve özellikle laboratuvar deneylerinin üzerinde hâlâ durulmaktadır; fakat çağdaş deneyci psikologlar davranışı daha genel tanımlama eğiliminde olup öğrenme ve motivasyon gibi proçeslerle ilgili kuramsal açıklamalarını hipotetik, üzeri örtülü değişkenlerle dile getirirler.

Davranış bozukluğu, Amerikan literatüründe herhangi tipte bir fonksiyon anormalliğini tanımlayan genel bir terim olarak kullanılır; fakat İngiltere'de psikiyatrik kullanımı daha sınırlıdır. Çoğu zaman, sözü edilen davranış veya «hareketin» sosyal veya etik bakımlardan bir değerlendirilmesi yapılır. Böylece «davranış» terimi bazı psikopatik kişilik biçimleri için, genellikle de çocuklarda görülen ve isyankâr saldırgan (agressif) davranış, hırsızlık ve okuldan kaçma semptomları ile tezahür eden bir psikiyatrik bozukluk kategorisi için kullanılmaktadır. Daha dar bir anlamda, bir hastanın açık davranışlarında yansıyan bütün psikiyatrik hastalıklar, ister «tik» gibi spesifik bir özellik olsun, ister aklına eseni yapmak gibi genel bir özellik olsun, çok kere teşhis bakımından önemlidir. Bkz. Huy ve Davranış terapisi
 

Painfully

Well-Known Member
Yanıt: Psikoloji Terimler Sözlüğü A'dan Z'ye

Davranış Terapisi

Bu terimin kapsadığı tedavi yöntemleri arasında duyarlılığın giderilmesi (bkz.), aversiyon (bkz.), zorlama (bkz), model tedavisi (bkz.), biçimleme tedavisi (bkz.), pozitif ve operant şartlama terapileri (bkz.) vardır. Dolayısıyla «davranış terapisi» tek bir yöntem değildir ve «davranış terapileri» yahut «davranış tedavi yöntemleri» olarak söz etmek daha doğru olur. Hayvanlarda yapılan deneysel psikolojik araştırma bulgularının insanlara uygulanması sonucunda, bu teknikler geliştirilmiştir. Hattâ davranış terapistleri bazan uyguladıkları tedavilerin, genellikle hayvanlarda yapılan incelemelere dayanan modern öğrenme teorilerinden türediğini ileri sürerler. Hem bu incelemeler, hem de davranış terapileri son yirmi yıl içinde son derece gelişme kaydetmiştir. Artık insana uygulanabilecek bir tedavi tekniğiyle, hayvanlarla ilgili çalışmalarda esas alınan teoriler arasındaki ilişkinin çoğu zaman son derece uzak olduğu ortaya çıkmıştır. Davranış terapistleri bir hastadaki semptomları, o hastadaki bir bozukluk, belki de öğrenim yoluyla edinilmiş uyumsuz bir davranış biçimi, olarak görme eğilimindedirler ve bilinçdışı yahut temelde yatan neden veya çatışmaları hiç hesaba katmazlar. Bu da diğer psikiyatrik disiplinlerden farklı bir tutumdur.

Davranış terapileri iki ana semptom grubu için uygulanmıştır: a) süjede mevcut, bulunan ve kurtulmak istediği ve b) kendisinde bulunmayan ve edinmek istediği davranış yetenekleri. Birinci grupta transvestizm (bkz.), fetişizm (bkz, ), homoseksüellik (bkz.) Ve sado-mazohizm (bkz.) gibi cinsel sapıklıklar; alkolizm (bkz.) ve enürez (bkz.) vardır.

Bunlara çeşitli aversiyon terapisi yöntemleri uygulanarak çoğu zaman davranış veya bu davranışı doğuran stimuluslar bakımından dikkatli bir zaman ayarlamasıyla üstüste elektrik şokları uygulanarak istenmeyen davranışa karşı şartlı bir anksiete tepkisinin yaratılması amaçlanır. İkinci grup ise fobileri (bkz.), bazı iktidarsızlık (bkz. Empotans) ve frijidite (bkz.) vakalarını ve birtakım obsesyon semptomlarını kapsar. Bunlara desensitizasyon (duyarlığın giderilmesi) veya başka tipte davranış terapileri uygulanarak, hastayı istenen davranışı yerine getirmekten alıkoyan anksiete azaltılır; böylece de onun içinde bulunduğu sitüasyondan kaçması yerine, bu sitüasyona yaklaşıp sonunda yenmesi amaçlanır.Anksiete, problemin ayrılmaz bir parçası olduğu zamanlar, bu teknikler çok yararlı olmaktadır. Oysa depresyonun anlaşılması, yahut tedavisinde davranış terapilerinin çok az katkısı olmuştur. Tek bir semptom veya fobi gösteren hastalarda bu teknikler çok uygundur, hattâ önce bunlara başvurulur. Bu özellikle karşı cins-giyimi veya tüy fobisi gibi, istenmeyen bir davranışın yapıldığı veya görüldüğü anda tedavinin doğrudan doğruya uygulandığı semptomlar için doğrudur. Bununla birlikte, dolaylı olarak (meselâ hayal gücü aracıyla) tedavi edilmesi gereken iktidarsızlık gibi semptomlarda da olumlu sonuçlar alınabilir.

Birden fazla semptomun mevcut olduğu veya bu semptomların temeldeki bir kişilik bozukiuğuyla ilgili olduğu durumlarda davranış terapileri daha az etkindir ve belki de davranış terapisinin yanısıra ilaçlar veya psikoterapi (bkz.) gerekebilir. Hernekadar davranış terapistleri hastadaki semptomlarla, psikanalistler ise temeldeki emosyonel çatışmalarla ilgilenirlerse de, bu iki disiplin dıştan göründüğü kadar birbirine uzak olmayabilir. Analiz, anormal emosyonel çatışmaların açığa çıkması ve terapist aracıyla normal ilişkilerin yeniden öğrenilmesini kapsar; aslında analiz, «transferans» ve «hastayı işleme», aversiyon, model tedavisi, biçimleme tedavisi ve özellikle duyarlığın giderilmesi (bkz. Desensitizasyon) gibi terapileri kapsayan bir davranış terapisi proçesi sayılabilir. Öte yandan, davranış terapisi sırasında da kaçınılmaz olarak bir transferans gelişebilir. Yakın zamanlarda birtakım davranış terapistleri bu iki disiplini birleştirerek, hazırlık niteliğindeki psikoterapötik seanslarda ortaya çıkan çatışmalara karşı hastadaki duyarlığı gidermişlerdir.
 

Painfully

Well-Known Member
Yanıt: Psikoloji Terimler Sözlüğü A'dan Z'ye

Deja Vu

Paramnezi (bkz.) veya hafıza sapıklıkları çeşitlerinden biri; bir yanlış hatırlama duygusudur. Olagelecek olaylarla ilgili bir önsezi ve bunun yanısıra bu olayların daha önce olduğu konusunda tuhaf bir duygudur. Bu duygu, daha önce gerçekten yaşanılan bir duruma yeniden girmenin yarattığı anılara benzemez. Bu duygu daha zorlayıcı bir nitelik taşır; hafif bir anksiete duyulur, çünkü kesinlikle yeni meydana gelen durumların öylesine güçlü bir hatırlama duygusu uyandırması endişe vericidir.

Bu ve diğer paramneziler, majör konvülsiyona yol açabilen bir psikomotor nöbet «aura»sı gibidirler. Ama bu duygu, nöbetin tek belirtisi olabilir. Depersonalizasyonla birlikte fobik anksieteden mustarip hastalarda da, lobus temporalis fonksiyon bozukluğundan şikâyetçi hastalarda olduğu gibi, «deja vu» duygusu şikâyeti olabilir. Ayırıcı teşhis, daha ziyade EEG bulgularına, diğer nöbet fenomenlerinin ve epileptik bir bozukluk için muhtemel bir etyolojik faktörün olmamasına dayanır. Şizofrenik (bkz.) Hastalar, zaman niteliği ve kendi önsezileriyle ilgili delüzyonlar ifade edebilirler. Bu duyguların niteliği oldukça farklıdır ve ikna yoluyla vazgeçirilemeyip inatçı bir biçimde sürdürülür. Bkz. Oryantasyon Bozukluğu, oryantasyon, uncus nöbetleri
 

Painfully

Well-Known Member
Yanıt: Psikoloji Terimler Sözlüğü A'dan Z'ye

Delirium, beyin fonksiyonunun organik bir bozukluğu olup hafif oryantasyon bozukluğu ve hafif zekâ değişimlerinden, belirgin entellektüel fonksiyon kaybı, korkulu kuruntular, çılgınca huzursuzluk ve koma vijil'deki tepki kaybına kadar değişen çeşitli durumları kapsar. Bu akıl değişimleri çok çeşitli zayıf düşürücü durumlarla (hipoksi, kalb hastalığı, üremi, diabetik ketoz), salisilatlarla, hipnotiklerle, alkol ve eksojen zehirlerle prensipite olabilir. Yetişkinlere kıyasla, çocuklarda enfeksiyona tepki olarak delirium daha sık görülür. İlk aşama ilgi sürdürme güçlüğüdür, değişimler akşama doğru daha iyi görülür. Emosyonel denge kararsızlığı, huzursuzluk ve olaylarla ilgili bilgiyi kavrama ve sürdürme başarısızlığı belirgindir.Zaman ve yer bakımından oryantasyon bozukluğu (bkz;.) (özellikle hasta bir durumdan başka bir duruma geçtiği zaman), algı illüzyonları, anksiete ve aşırı aktivite başgösterir. Kontrol sorunları geceleri şiddetlenir,çünkü genellikle uyku ritmi bozulur,illüzyon olanağı artar ve bolik değişimler temeldeki durumu şiddetlendirebilir. Hastanın daha önceki kişiliği psikozun muhtevasını ve yarattığı ajitasyon derecesini bir dereceye kadar etkileyecektir. Fizik muayene, kaba tremorlar ve miyoklonus gösterebilir. Normal EEG ritmi, akıl bozukluğu derecesine paralel bir yavaşlama gösterir, ama fokal anomali göstermeksizin bilateral olarak senkronize kalır. Delirium tedavisi, temeldeki durumun tedavisidir. Gürültü çıkaran ve güç kontrol edilen hastaların yatıştırılmasında sedatif kullanma eğilimine karşı koyulmalıdır, çünkü bunlar düşük dozlarda yalnızca deliriumu arttırır ve yüksek dozlarda tehlikeli olabilir
 

Painfully

Well-Known Member
Yanıt: Psikoloji Terimler Sözlüğü A'dan Z'ye

Delüzyonlar (Yanılgılar)Delüzyonlar yanlış inançlardır, akıl yoluyla gerçek olmadıkları yahut olanaksızlıkları hastaya ispatlanamaz ve hastanın kültür ve öğrenim geçmişiyle bağdaşamaz. Bu nitelikler önemlidir, çünkü yanlış inançların hepsi delüzyon değildir. Yanlış inançlar informasyon hataları olabilir; bunlar ikna yoluyla hastaya anlatılarak düzeltilebilir. Bu gibi inançların delüzyon olup olmadığını belirlemek için, hastanın kültürel geçmişiyle karşılaştırılarak değerlendirilmelidir.

Delüzyonlar muhteva, süre ve şiddet bakımından kişiden kişiye ve aynı kişide farklı zamanlarda değişiklik gösterir. Muhteva çok kere hastanın ruhsal durumunu yansıtır. Böylece depressif bir hastada kendi değersizliği ve suçluluk duygusuyla ilgili delüzyonlar ve nihilistik (bkz.) delüzyonlar olabilir. Neşeli bir ruhsal durum, grandiöz delüzyonlarla yansıyabilir. Aynı şekilde korku, şüphe ve kıskançlık perseküsyon yahut sadakatsizlik delüzyonlarıyla belirlenebilir.

Bazan delüzyon muhtevasıyla görünen ruhsal durum arasında epeyce fark vardır; örneğin kişisel bir felâket kayıtsızlıkla karşılanabilir. Hastanın bir delüzyona inanma derecesi, kayıtsızlıktan öfke ve kızgınlığa kadar değişir; bu da, hastanın delüzyona karşı tepki olarak gösterdiği davranışı etkileyecektir. Yanlış bir inanç zayıfladıkça, hasta bir «sezgi» kazanabilir; yani, inancının yanlış olduğunu kavramaya başlar. Bu arada sezgi, kısmi yahut artıp azalan bir intikal safhası geçirebilir. Süre bakımından, delüzyonlar kısa zamanda geçici olabilir; karakteristik olarak, manide (bkz.), o anki yaşantı delüzyonları silebilir. Şizofrenide (bkz.), özellikle paranoid tipteki şizofrenide, delüzyonlar sık sık kalıcılık gösterir. Bir hastadaki birçok delüzyon arasında hiçbir ilişki olmayabilir (sistematize olmayan delüzyonlar) yahut yakın bir ilişki olabilir (sistematize olan delüzyonlar). Sistematize delüzyonlara yol açan ilk yanılgı kabul edildiği sürece, bu delüzyonlar arasındaki bağlantı makul ve mantıklıdır; örneğin, eğer bir hasta ilk yanılgı olarak düşüncelerinin okunduğuna inanıyorsa, tıbbi bir cihazın bu amaç için kullanıldığı sonucuna varabilir
 

Painfully

Well-Known Member
Yanıt: Psikoloji Terimler Sözlüğü A'dan Z'ye

Elektropleksi olarak da bilinir. 1933 yılında Meduna, şizofreni tedavisi için konvülsiyon terapisini yeniden psikiyatride kullanmaya başlamış ve 1937 yılında Cerletti ve Bini, elektrikle harekete geçirilen nöbetlerin, terapötik olarak, daha önceleri kimyasal yoldan yaratılan konvülsiyonlar kadar etkin, ama daha güvenilir ve daha az rahatsız edici olduğunu ispatlamışlardır. ECT tamamen ampirik bir tedavi biçimidir. Bu tip nöbetin hastaya niçin yararlı olduğu bilinmemektedir, ancak son zamanlarda ECT'nin beyinde fizyolojik aktivite gösteren amin (bkz.) konsantrasyonlarını, tıpkı antidepresan ilaçlar gibi, arttırdığı ispatlanmıştır. Konvülsiyon terapisi ilk olarak şizofreni tedavisinde kullanılmış, ama tek başına uygulandığı zaman ve fenotiazinlerin bulunmasından önce olumlu sonuçlar vermemiştir. Oysa, fenotiazinlerle veya diğer majör trankilizanlarla kombine kullanımı gittikçe yaygınlaşmakta ve yalnızca çok kere dramatik bir tepki gösteren katatonik durumlarda veya affektif öğenin güçlü olduğu hastalarda değil, aynı zamanda akut bir hastalık başlangıcı ya da şiddetlenmesi gösteren, hattâ yalnızca medikasyonla tedaviye dirençli daha kronik paranoid şizofrenilerde bile uygulanmaktadır. ECT' nin başlıca endikasyonu, daha ziyade endojen tipteki depresyondur. Uygun vakalarda,ECT hastalığın tamamen iyileşmesini sağlar, ama tabii ki nüksetmeyi önlemez. Özellikle, ilk olarak hayatın envolüsyonel döneminde başgösteren ve belirgin ajitasyonla karakterize olan endojen depresyonlarda etkindir. Oysa, nörotik tipteki depresyonlarda, hastalık nekadar şiddetli olursa olsun, hiç yararlı değildir. Pratikte ECT, antidepresan ilaçlarla kıyaslanabilir. ECT bazı vakalarda hastalığın tamamen iyileşmesini, oysa antidepresanlar yalnızca semptomatik rahatlamayı sağlar ve doğal bir remisyona kadar belki de aylarca tedavi gerekebilir. Öte yandan, ECT tekrarlı anestetik kullanımını gerektirir ve poliklinik tedavide bile haftada bir veya iki kere yarım günlük iş kaybına yol açar. Pratikte, evde tedavi veya poliklinik tedavinin mümkün olduğu hafif ve orta derecedeki depresyon vakalarında, antidepresanlar çok yararlıdır. Daha entraktabl vakalarda veya antidepresanlarla tedavinin başarısız olması ihtimalinin bulunduğu şiddetli depresyon vakalarında,ECT'ye başvurulmalıdır. Şiddetli depresyon geçiren hastalarda, yeme güçlüklerinin yarattığı fizik rahatsızlık veya uykusuzluk, genel ajitasyon ve huzursuzluk nedeniyle olan halsizlikten dolayı, birçok hekim antidepresan ilaçları deneyerek zaman kaybedeceklerine, tedaviye ECT ile başlamayı yeğlerler. Bu, intihar tasarıları kuran hastalarda da geçerlidir; çünkü her iki tedavi yönteminde, de iyileşme kaydedilmeden önce latent bir dönem geçmesine rağmen, şiddetli depresyon geçiren hastalar şüphesiz ECT' den yararlanacaklardır ve daha az etkin bir tedaviyi deneyerek intihar riski göze alınmamalıdır. ECT ve antidepresan ilaçlar arasında bir seçim yapmak yerine, özellikle ortam ve kişilik sorunları olan hastalarda, yalnız ECT tedavisiyle başgösterebilecek bir nüksetmeyi önlemek için, artık ECT ile birlikte antidepresan ilaçlar uygulanmaktadır. ECT, öncelikle depressif hastalıklarda kullanılmakla birlikte, mani durumlarında da yarar sağlayabilmesi bir çelişki gibi görünmektedir. Majör trankilizanların yetersiz bir kontrol sağladığı yahut hastalığın belirgin olduğu vakalarda, ECT endikedir. Her iki durumdada genellikle daha sık uygulanan (örneğin, ilk hafta üç kere, sonra haftada iki kere) ECT kürüyle nöbetlere çok kere son verilir. Tecrübeli bir ekip tarafından uygulandığında,ECT son derece güvenli bir tedavidir ve ancak birkaç bin hastada bir ölüm vakası kaydedilir; başka bir deyimle genel anestezideki ölüm riskinden daha da az. Yalnızca yeni bir kardiak enfarktüs vakası, ECT için bir kontrendikasyondur. Diğer kontrendikasyonlar nisbidir. Örneğin, pülmoner tüberküloz veya konjestif kalb yetmezliği ve fizik gerileme vakalarında, anestetik ve modifiye konvülsiyonların sakıncaları ve depressif hastalıktaki sürekli huzursuzluğun dezavantajları karşılaştırılmalıdır. ECT, başlangıçta genellikle haftada iki kere uygulanır, ama tedavinin sonuna doğru haftada bire indirilir.Olumlu vakalarda, üçüncü ya da dördüncü konvülsiyondan sonra düzelme kaydedilir ve altı yedi tedavi yeterli olabilir. Altı ya da yedi konvülsiyondan sonra düzelme görülmezse, tedavinin sürdürülmesi tavsiye edilmez. Tedavinin bir sonucu olarak kısmi amnezi, özellikle yaşlı hastalarda, sık görülür. Konvülsiyon sıklığı ve sayısı arttıkça amnezi de artar ve yaşlı hastalarda, klinik durum elverir elvermez, tedaviyi seyrekleştirmek yoluyla azaltılabilir. Amnezi hemen her zaman geçicidir,ama yaşlı hastalarda birkaç ay sürebilir.Ender olarak şiddetlidir,ama özellikle işi hafızaya dayanan bir hastada rahatsızlık yaratır. Çok kere bu gibi hafıza bozukluklarının, ECT'nin ayrılmaz ve gerekli bir öğesi olduğu düşünülmektedir, ama son zamanlarda yapılan çalışmalar bunun doğru olmayabileceğine işaret etmektedir. Böylece, ECT' nin yalnızca non-dominant hemisfere uygulanmasına başlanmış ve olumlu sonuçlar elde edilmiştir.
 

Painfully

Well-Known Member
Yanıt: Psikoloji Terimler Sözlüğü A'dan Z'ye

-- D --

DEMANS (BUNAMA): Birden fazla zihinsel faaliyet alanında ortaya çıkan, derin, ilerlemeli, bazen kişilik, duygu ve davranış değişmelerini de içeren ve kişinin normal yaşayışını etkileyen organik bir zihinsel işlev kaybı.

DEPRESYON: Karamsarlık, kendine güvensizlik, çaresizlik, değersizlik duygusu, önemsiz nedenlerden ötürü suçluluk duyma ve kendini suçlama, sosyal yaşamdan çekilme, iştahsızlık veya aşırı yeme, uykusuzluk veya aşırı uyku, fiziksel hareketlerde yavaşlama, yoğunlaşamama, unutkanlık, kararsızlık, neşesizlik, halsizlik, baş ağrısı gibi fiziksel şikayetler, normalde hoşlandığı etkinliklere veya yaşama karşı genel ilgisizlik, zevk alamama, aşırı durumlarda ölüm ve intihar düşünceleri, vb. ile tanımlanan ve belirlenebilir bir olaya bağlı olarak ortaya çıkan ruhsal bir çökkünlük.

DOPAMİN: Merkezi sinir sisteminde hareket kontrolü, algı, duygu, motivasyon ve haz duygusu g,b, çeşitli süreçlerde rol aldığı sanılan bir nörotransmitter.

DUYGUDURUM BOZUKLUĞU: Fiziksel veya zihinsel başka bir rahatsızlıktan kaynaklanmayan,abartılı duygusal tepkilerle ve kişinin çevresindeki değişikliklerle ilgisi olmayan, yoğun coşkudan derin depresyona dek değişen ruh hali salınımlarıyla tanımlanan rahatsızlıklar.

-- H --

HEZEYAN: Belli bir çağ ve toplum içinde gerçeğe uymayan, mantıklı tartışma ile değiştirilemeyen düşünce.

HİPERAKTİVİTE: Sürekli, aşırı hareketle tanımlanan düzensiz, aşırı hareketlilik.

HİPOKAMPÜS: Beynin, öğrenme, bellek ve duygu süreçlerinde önemli bir rol oynayan kısmı.

-- K --

KAYGI BOZUKLUĞU: Belirlenebilir bir olayla, nesneyle, vb. orantılı olmayan tedirginlik, kaygı, korku vb. gibi olumsuz duygularla tanımlanan ve kişinin sosyal ve iş hayatında bozulmalara yol açan bir ruhsal rahatsızlık kategorisi.

-- M --

MAJÖR DEPRESİF BOZUKLUK: Dışarıdan tetikleyici bir olay olmaksızın, kalıcı bir üzüntü veya etkinliklere, toplumsal yaşama yönelik ilgi kaybı, belirgin iştah veya kilo değişikliği, yorgunluk, güçsüzlük, değersizlik duyguları, yoğunlaşmama ve düşünme yetisinin azalması, kararsızlık, ölüm veya intihar düşüncelerine kapılma gibi belirtilerle tanımlanan bozukluk.

MANİ: Abartılı heyecan, abartılı iyimserlik, abartılı bir mutluluk duygusu, önemlilik duyguları, fiziksel aşırı etkinlik, dürtüsellik, savurganlık, yoğunlaşamama, dikkatsizlik, konuşma baskısı (uzun uzadıya, kontrolsüz, yüksek sesle, hızlı ve kesilmesi zor veya imkansız konuşma) , düşünce uçuşu vb. belirtilerle tanımlanan duygusal rahatsızlık.

MANİK: Mani evresini yaşayan kişi veya bu evreyle ilişkili

MELANKOLİ: Hüzün duyguları, ilgi ve inisiyatif kaybı, haz alamama, öz-saygının azalması, öz suçlamalara ve pişmanlıklara gark olma gibi belirtilerle kendini gösteren bir depresyon durumu.

MENTAL: Zihinsel

-- N --

NEVROTİK: Nevrozla, bu hastalığı olan kişiyle veya bu özellikleri sergileyen davranışlarla, vb. ile ilgili.

NEVROZ: Organik veya nörolojik kökenli olmayan, gerçeklikle ilişkinin, bir miktar çarpıtmaya uğrasa da henüz kaybolmadığı ruhsal kökenli rahatsızlıkların ortak adı.

NÖROTRANSMİTTER: Sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan kimyasal yapılar.

-- P --

PANİK ATAK: Sıklıkla aniden ortaya çıkan ve şiddetli tedirginlik, korku, dehşet, çaresizlik, kapana kısılmış olma duygularla, ölüm ve çıldırma korkularıyla ve nefes darlığı, boğulma hissi, çarpıntı, titreme, göğüs ağrısı, baygınlık, geçici felç vb. gibi fiziksel belirtilerle tanımlanan bir kaygı dönemidir.

PANİK RAHATSIZLIĞI: Beklenmedik bir şekilde veya belli durumlarda (görünürde gerçek bir tehlike içermeyen, ancak kişi tarafında tehlike olarak algılanan durumlarda) tekrarlanan panik ataklarla ve buna bağlı davranış değişimleriyle tanımlanır.

PARANOYA: Son derece sistemli, inatçı, kalıcı kuruntular, kuruntulu kıskançlık, kuşkuculuk, güvensizlik, kavgacılık, vb. özelliklerle tanımlanan ve net, tutarlı düşünme eşliğinde gelişen psikotik bir rahatsızlık. Kuruntular sinsi bir tarzda gelişir ve zamanla ussal ve tutarlı bir inanç sistemine dönüşür.

PLACEBO: Araştırmalarda gerçek ilacın yerine verilen, kimyasal açıdan etkisiz, tıbbi veya farmakolojik etkisi bulunmayan “şeker hapı” gibi madde.

PLACEBO ETKİSİ: Hastanın, farmakolojik veya tıbbi bir değeri bulunmayan bir placeboya veya tekniğe olumlu bir tepki vermesi.

POST TRAVMATİK STRESS BOZUKLUĞU: Saldırı, tecavüz, bombardıman, sel, deprem, esir kampı, işkence, aile içi şiddet, kaza, kafa travması vb. gibi aşırı stres yükleyici, travmatik bir olayın yol açtığı bir bozukluk.

PSİKOAKTİF: Bilinç düzeyini, ruh halini, zihinsel ve algısal süreçleri veya davranışları etkileyen ilaçların ortak adı.

PSİKOPATi: Ahlaki değerlere, suçluluk ve merhamet duygularının olmadığı ve kolayca saldırgan, antisosyal davranışların sergilendiği ağır ruh hastalığı.

PSİKOSOMATİK: Ruhsal ve bedensel etkenlerin etkileşimi; ya da hem ruhsal hem de bedensel (organik) etkenlerden kaynaklanan hastalık.

PSİKOZ: Gerçeklikle ilişkinin tamamen kaybolması, normal sosyal işleyişin bozulması ve aşırı kişilik değişimleriyle tanımlanan organik veya işlevsel kaynaklı ağır bir ruh hastalığı.

-- O --

OBSESİF KOMPÜLSİF BOZUKLUK: Bunaltı yaratacak ve kişinin normal işleyiş yetisini, çalışma düzenini, sosyal etkinliklerini veya ilişkilerini bozacak şiddette tekrarlanan saplantılar (irade dışı gelen, bireyi tedirgin eden, bilinçli çaba ile kovulamayan, inatçı biçimde yineleyen düşüncelerdir) ve zorlantılarla (çoğu kez saplantılı düşünceleri kovmak için yapılan, irade dışı yinelenen hareketlerdir) tanımlanır.

OBSESİF-KOMPÜLSİF KİŞİLİK: Aşırı düzenlilik, kusursuzculuk, katılık, uzlaşmazlık, aşırı özdenetim ve sorumluluk duygusu gibi özelliklerle tanımlanan inatçı bir kişilik yapısı.

OTİZM: Tipik olarak yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan ve sosyal anlamda çevreye tepkisizlikle, sözlü veya başka türlü iletişim güçlükleriyle, içe kapanmayla, gerçeklikten uzaklaşmayla, aşırı nesne bağımlılığıyla, monoton, tekrarlamalı hareketlerle tanımlanan gelişimsel, nörolojik bir hastalık.

-- S –

SEROTONİN: Sinir hücrelerinde ve bazı dokularda bulunan ve sinir hücreleri arasındaki sinyal alışverişini düzenleyen bir nörotransmitter. Birçok bedensel, duygusal-davranışsal süreçte etkili olan serotonin, depresyon, kaygı bozuklukları, şiddet davranışları, şizofreni, bulimia vb. gibi birçok rahatsızlıkta önemli bir rol oynar.

SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA: Bir tür davranış terapisi. Terapide kişiye ilk önce derin kas gevşetme egzersizleriyle rahatlaması öğretilir, daha sonra en hafifinden başlayarak en yoğununa doğru, temel sorunla ilişkili kaygı yaratan çeşitli durumlar sıralanır; hasta daha sonra hayalinde veya gerçek yaşamda yine en hafifinden başlayarak ve rahatlama egzersizleriyle birlikte bu kaygı durumlarına maruz bırakılır.

ŞİZOFRENİ: Kişiliğin parçalanması, dış dünyayla olan bağların kopması, gerçeklik duygusunun kaybolması ve içeyönelik(otistik) düşünce yapısının yerleşmesiyle kendini belli eden bir psikoz.

-- T --

TRAVMA: Dışarıdan bir etkenin yol açtığı fiziksel ya da ruhsal yara. Fiziksel travmalar arasında kafaya alınan darbeler, kesikler, yanıklar vb. sayılabilir. “Bireyin kişiliği ve ruhsal yapısı üzerinde şu veya bu ölçüde kalıcı bir etki bırakan olağandışı, felaket niteliğinde bir yaşantının anılarından kaynaklanan bir rahatsızlık ve bunaltı durumu” olarak tanımlanabilen ruhsal travmalar arasında ise deprem,sel,yangın vb. gibi afetler,savaş,ırk veya din ayrımcılığı,boşanma,reddedilme,çocuk istismarı, tecavüz,işkence,vb. yaşantılar sayılabilir.

-- U --

UNİPOLAR DEPRESYON (Tek kutuplu depresyon): Kişinin, sadece tekrarlayan depresif belirtiler sergilediği, ancak manik hal yaşamadığı bir tür depresyon.
 

Painfully

Well-Known Member
Yanıt: Psikoloji Terimler Sözlüğü A'dan Z'ye

A -

Absent Healing ( Uzaktan İyileştirme )
İyileştiricinin,iyileştirilecek kişi ile direk temasta bulunmadan iyileştirme eylemini gerçekleştirmesi durumu.

Absent Sitter ( Uzaktan Oturum)
Okuması yapılan kişinin oturumda bulunmaması durumu. Vekil oturumu.

Acupuncture ( Akapunktur)
Beden üzerinde belirli lokasyonlara iğne batırılarak uygulanan geleneksel Çin medikal uygulaması.

Agent ( Aracı)
(a) Diğer bir deneğe,telepati veya benzer yolla bilgi iletmeye çalışan kişi.
(b) Psikokinesis deneyinde,denek olan şey,kimse. ( Psikokinesis : zihnin doğrudan doğruya maddeyi etkileme gücü )
(c) Poltergeist aktivitelerinin odağı olan şey.

Akashic Records ( Akaşik Kayıtlar)
Bazı mistik doktorinlerin inanışına gore,zamanın başlangıcından itibaren tecrübe edilen tüm hatıraların- olayların,kalıcı bir şekilde ruhsal öze kaydedilmesi,depolanması.

Alien Abduction Experience ( Yabancılar tarafından kaçırılma tecrübesi)
Rapor edilmiş,yabancı yaratıklar tarafından ( çoğunlukla uzaylılar tarafından uzay gemilerine kaçırılan vakkalar) kaçırılma tecrübesidir. Kaçırılan kişi çoğunlukla zaman kaybı ( zaman atlaması ) ve hafıza kaybı gibi rahatsızlıklara mağruz kalmıştır. Hipnoz ve geriye dönme sanslarıyla hafıza onarıldığında,çoğunlukla,kaçırılan kişinin kaçıran yabancılar tarafından cerrahi mudahele gördüğü rapor edilmiştir.

Alpha Rhythm ( Alfa Ritmi )
Zihin dinlenmesine ( gevşemişliğine ) bağlı olarak beyin içindeki elektriksel aktivitedir. ( saniyede ortalama 10 dönüş )

Altered State of Consciousness (ASC) ( Şuur – Bilincin Değişik Durumu )
Uyur veya uyanıklık durumunun “normal” den farklı bir durumda olmasını belirten terim ( anormal şuur durumu ) . ASC aynı zamanda hipnoz,trans,kendinden geçme ( ekstaz), uyuşma ,meditatif ( dalgınlık) gibi tecrübeleri de içerir. ASC’nin mutlaka paranormal vasıflar taşıması gerekli değildir.

Ancestor Worship ( Ata (Cet) Tapınma )
Ölmüş Ataları yükseltmeyi ( ululama ) içeren dinsel pratik,uygulama.

Angels ( Melekler )
İhtiyaç içindeki insanlara yardım eden,yardımsever ruhani varlıklar.

Animal Magnetism ( Hayvan Manyetizması )
İyileştirme için,bir kişiden diğer bir kişiye nakledilebildiği varsayılan güç veya likid ‘i tanımlamak için F.A. Mesmer tarafından bulunmuş bir terim.

Animal Mutilation ( Hayvan Mutilasyonu,değişimi, yağması)
Herhangibir,yırtıcı hayvan,kaza veya hastalık izi olmayıp, normal bir açıklaması olmayan garip yara izlerine sahip hayvan( genellikle ineklerde ) cesetlerinin bulunması olayı. Kesikler ve yaraların çoğunlukla cerrahi mudahele amacıyla açıldığı anlaşılır. Tipik cesetlerde kanın tamamı çekilmiştir. Bazı vücut parçaları da kayıptır.

Animal Psi ( Hayvan Psi )
Hayvanlar tarafındna sergilenen paranormal yetenekler. Ayrıca Anpsi olarak da bilinir.

Animism ( Animizm)
Bütün varlıkların ve evrenin bir ruh taşıdığına inanan doktorin. Varlıkların bedenlerinden ayrı orarak ruh taşıdıklarına dair inanış. Ruh varlığına inanış.

Announcing Dream ( Haberci Rüyalar )
Birinin tekrar doğuşunu haber veren rüyalar. ( reenkarnasyon ile ilgili )

Anomalous Experience ( Olağandışı Deneyimler)
Geçerli bilimsel bilgilerle açıklanamayan olağan dışı deneyimleri anlatmak için kullanılan terim.

Anomalous Phenomena ( Olağandışı Fenomen )
Geçerli bilimsel bilgilerle açıklanamayan doğal fenomen.

Anoxia ( Anoksi )
Kanda oksijen azlığı, beyine yeterli oksijenin gitmemesi.

Apparition ( Hayalet görünmesi,Tayf )
Genel olarak kişi uyanırken veya uyku haline geçiş sırasında,bir şahıs veya bir mizansenin görüntüsünü tecrübe etmesi.

Apport ( Aport)
Fiziksel bir objenin nereden geldiği açıklanamaz bir şekilde belirmesi. ( yoktan var olması gibi ) Aportlar genellikle seans odaları ve fiziksel medyumlukla ilişkilidir.
( Materyalizasyon ve teleportasyon ile ilgili )

Artefact (Artifakt : İnsan eliyle yapılan şey )
Parapsikolojide,paranormal fenomen ile ilgili sahte kanıt. ( Normal bir dış etki ile oluşturulmuş)

Astral Body ( Astral Beden)
Okültist,Spiritualist ( İspirtist ) ve Teosofist’ler tarafından kullanılan, kişinin fiziksel bedeninin kopyası ( çifti) olduğu farzedilen diğer beden. Astral bedenin,beden dışına çıkma tecrübesi veya ölüm anında fiziksel bedenden ayrılabilir olduğuna inanılır.

Astral Projection ( Astral Projeksiyon,Astral Çıkış )
Okultist,Spiritualist ( İspirtist ) ve Teosofist’ler tarafından kullanılan,beden dışına çıkma tecrübesi için kullanılan bir terim. Astral bedenin, fiziksel bedenin dışına çıkması halinde gerçekleştiğine inanılır.

Astrology ( Astroloji )
Yıldızlar ilmi. Atrolojik olayları,dünyadaki olayların ilişikliği doğrultusunda tanımlama,teşhis etme teorisi ve uygulaması. ( bireyin kişiliği ve biyografisi yada sosyal ve politik trendlere gore )

Atavism ( Atavizm,Atacılık )
Eski nesillerin bir özelliğinin birkaç kuşak sonar tekrar belirmesi. Genetik geridönüş.

Augury ( Kehanet )
Kehanet,fal,alamet,kehanet ayini.

Aura ( Aura )
Bazıları tarafından, yaşayan varlıkları çevrelediği inanılan enerji alanı. Bazı Clairvoyant’lar ( gözle görülemeyen şeyleri gören kimse ) auraları gördüklerini idda ederler. ( genel olarak ışıklı,renkli bir hale olarak. )

Automatic Writing ( Otomatistik Yazı )
Ne yazıldığını bilmeden, bilinçli bir kontrol olmaksızın anlaşılabilir mesajlar yazmak.

Automatism ( Otomatizm )
Otomatist olan kişinin bilnçli kontrolü veya bilges olmadan yaptığı fiziksel faliyetler.
( Kol hareketleri,yazı yazmak,çizmek,müzik çalmak). Ayrıca Motor Otomatizmi olarak da bilinir.

Autoscopy ( Otoskopi )
(a) Başka birinin diğer bedenini ( astral bedenini ) görmek.
(b) Kişinin beden dışına çıkarak kendi diğer bedenini ( astral bedenini ) görmesi.
 

Painfully

Well-Known Member
Yanıt: Psikoloji Terimler Sözlüğü A'dan Z'ye

B

Ba ( Ba )
Eski Mısırlılar tarafından ölümsüz olduğuna inanılan,bir kişinin özü. Ruh.

Banshee ( Banşi )
Galler bölgesindeki inanışlarına gore,inildiyip bağırarak ölümü haber veren dişi varlık.

Bardo ( Bardo )
Tibet Budizminde,varoluşun orta seviyesi. Hayat ve yeniden doğuş arasındaki seviye.

Basic Technique ( Temel Teknik )
Tahmini yapılan her kartın ayrılıp kenara koyulmasıyla uygulanan,Zihin Okuma testlerinde kullanılan Kart Tahmin testine verilen ad. ( Card-Guessing)

Billet Reading ( Pusula,Not Okuma )
Herhangi bir sorunun gizlice bir kağıda yazılıp,bir zarfın içine koyularak mühürlenip psişiğe verilmesi,psişiğin verilen mühürlü zarfı alarak,içindeki soruyu tahmin ederek doğru cevabı vermeye çalışmasıdır.

Bi¤¤¤¤¤¤¤¤ ( Bilokasyon )
Aynı anda iki farklı yerde görünmek bulunmak.

Bio-PK ( Bio PK)
Biyolojik proseslerde psikokinetik etkiler.

Black Art ( Kara Sanat)
Siyah bir örtüyü siyah arka planda üzerinde kullanarak,objeleri saklamak için kullanılan,sihir tekniği. Çoğunlukla hilekarlar ve sahte medyumlar tarafından kullanılmıştır.

Black Magic ( Kara Büyü )
Başkalarına zarar vermek amacıyla yapılan ayin veya büyü .

C

Cabinet ( Kabin )
Fiziksel medyumun,çeşitli fenomenlerin meydana geldiği durumda,kutu veya perdelerle kapanmış bir alanın içinde tutulması.

Call ( Çağrı )
Kart Tahmini veya ESP testi sırasında hedef tarafından verilen karşılık.

Candomble ( Kandomble )
Brezilya kökenli ruhani inanış.

Card Guessing ( Kart Tahmini )
Setteki kartların tahminine dayanan deneysel test.. ( Oyun veya Zener Kartları )

Cartomancy
Kartları kullanarak geleceği okuma. Örn. Tarot.

Cerebral Anoxia ( Beyinsel Anoksi )
Beyine yeterince oksijen gitmemesi. Genellikle duyu tahribatı,halusinasyon bazen de ölüp tekrar dirilme terübelerini açıklamak için kullanılır.

Chance ( Şans)
Olaylar üzerinde rastgele,tahmin edilemez etkiler.

Channeling ( Kanal Açma )
Enkarne olmamış varlıklardan mesaj ve ilham alma.

Charm ( Tılsım )
Büyü veya içinde büyü taşıyan nesne .

Christian Science ( Hristiyan İlimi )
Marry Baker Eddy tarafından kurulan dini iyileştirme hareketi . Ortodoks medical uygulamalarını reddeder.

Cipher Test ( Şifre Testi )
Ölümden sonra şifre ile bağlantı kurmak için kişinin bıraktığı şifreli mesaj.

Circle ( Çember )
Seans düzenleyen insan grubu.

Clairaudience ( Sesli Mesaj Algılama )
Paranormal sesler duyarak olarak informasyon ( bilgi ) elde etme

Clairvoyance ( Durugörü - Klervoyans )
Gözle görülmeyen duyu ötesi şeyleri görerek ve duyarak algılama.

Clairvoyant ( Klervoyant )
Transa girmeye gerek duymadan,duyu ötesi şeyleri gören,algılayan kimse.

Coincidence ( Tesadüf,Raslantı )
Kısa zaman içinde,birbirleriyle alakası olmayan olayların,anlamlı ve birbirine bağlıymışcasına iki veya daha çok kez vukuu bulması. Raslantılar bazen açıklanamaz ve tahmin edilemez şekilde garip olabilirler.

Collective Apparition ( Ortak Görünme )
Bir hayaletin veya görüntünün bir değil birkaç kişi tarafından görülmesi.

Collective Unconscious ( Ortak Bilinçsizlik)
Carl.G Jung ( 1865 –1961 ) tarafından ileri sürülen, insanlar tarafından ortak olarak paylaşılan bilinçsiz düşünce veya tecrübe seviyesi.

Communication ( Haberleşme)
Medyumlukta,diskarne varlıkların verdiği mesajlar.

Communicator ( Haberci )
Medyumun mesajları aldığı diskarne varlık. .

Confederate ( İttifakçı )
Sahte Psişik veya mentaliste gizlice bilgi sağlayan kişi.

Conjuring ( Sihirbazlık )
Hile kullanarak paranormal efekler yaratmak. Genellikle eğlence amaçlıdır.

Contact Mind Reading ( Temasla Zihin Okuma )
Telepatinin taklidi bir teknik olarak,zihin okuyucusunun ( karşıdaki kişinin elini veya kolunu tutarak ) zihni okunan kişinin bilinçsizce yaptığı belli belirsiz kas hareketlerini anlamlandırması,okumasıdır. Ayrıca kas okuma olarak da bilinir.

Control ( Kontrol)
(a)Deneysel Parapsikolojide,deneyin standart usuller içerisinde yürütülüp,sonuçların mevzu dışı sebeplerle lüzumsuz yere etkilenmemesininin temin edilmesidir.
(b) İspirtisma’da,trans medyumuyla haberleşen ve genellikle trans durumunu control eden diskarne varlık.

Control Group ( Kontrol Grubu )
Performansları deneysel konularla mukayese edilen insan grubu. Deneysel Grup.

Corn Circle ( Mısır Dairesi)
Daha çok Güney Britanyada yaygın olan büyümekte olan ekin tarlalarından bulunan dairesel veya daha ayrıntılı oluşumlar. Şekiller. Bazen UFO gözlemleriyle ilişkilidirler. Çoğu şekil zekice şekillendirilmiş ve anlam ifade eder gibi görünür. Bu işaretlerin esrarı çözülememiştir.

Correlation ( Korrelasyon - Değişkenlik Bağlantısı )
Iki veya daha fazla olay veya değişkenliğin arasındaki benzerlikler. Ortak ilişki.

Correlation Coefficient ( Korrelasyon Katsayısı )
Iki veya daha fazla ölçünün birbirleri arasındaki bağlantının derecesini gösterir matematiksel indeks.

Cosmic Consciousness ( Kozmik Bilinç )
Kişinin,tüm kainatın yaşayan bir varlık olduğunun farkına varma tecrübesi.

Coven ( Koven)
Cadılardan oluşan grup.

Crisis Apparition ( Kriz Anı Görünmesi )
Önemli bir krizin ( Ölüm,kaza veya ani hastalık ) ilk birkaç saati içinde kişinin görüntü tecrübesi yaşaması. ( hayalet,tayf,bilinmeyen cisim v.s.)

Cross-correspondence ( Çapraz Muhabere )
( a) iki veya daha fazla medyumun,ayrı ayrı aldıkları,ancak bir araya getirildiklerinde bir anlam teşkil eden bilgi,enformasyon parçaları.
(b) Çapraz Muhabere,Fiziksel Araştırma Cemiyeti ile ilişkili olan bir grup Otomatistin devam ettirdiği ve 1901 den 1932’ye kadar süren kompleks bir çapraz muharebeye verilen addır.

Cryptomnesia ( Kripto Hafıza )
Kaynağını bilmeden kişinin açıkladığı,bildirdiği bir bilgi.( İlham yoluyla bildirmesi)
Bazen Kripto Hafıza,Ksenoglosi ( Kişinin bilmediği bir lisanda yazması veya konuşması ) ve Geçmiş Hayat Anısı gibi paranormal tecrübeleri açıklamak için de kullanılır.

Crystal Gazing ( Kristale Bakmak )
Paranormal bilgiler almak üzere ayna,cam veya bir likidin yansınalı yüzeyine bakmaktır. Scrying olarak da bilinir.

Curse (Lanet)
Başkalarına paranormal yollardan zarar vermek için yazılmış veya söylenmiş sözler

D

Daemon (Daimon) (Koruyucu ruh)
İlham ve tavsiye veren koruyucu ruh. Ayrıca koruyucu melek olarak da geçer.

Deathbed Experience ( Ölümyatağı Deneyimi)
Ölen bir kişinin,ölmüş olan arkadaşlarını veya yakınlarını görmesi,yanında hissetmesi.

Deja Vu ( Deja Vu )
Kişinin,o anda olan birşeyi daha evvel tecrübe ettiği hissine kapılması.

Delta ( Delta )
Her çeşit olağan dışı olayı anlatmak için kullanılan bir terim.

Dematerialization ( Dematerilizasyon)
Fiziksel bir objenin paranormal olarak görüntüsünün soluklaşıp,saydamlaşması veya tamamen kaybolması.

Demonic Possession ( Şeytani Pozesyon /İstila- Elegeçirilme )
Şeytani ruhlar tarafından ele geçirilme. Bir kişinin içine şeytan girmesi. ( Halk dilinde cin çarpması)

Deport ( Ayrılış )
Bir cismin,paranormal bir hareketle korunmalı ve belirlenmiş bir alanın dışına çıkması. Demeterilizasyon ve Teleportasyon ile bağlantılı.

Dice Test ( Zar Testi )
Psikokinesis araştırmalarında kullanılan bir teknik. Özne zarların düşüşünü yönetmeye çalışır.

Direct Voice ( Direk Ses )
Seans sırasında,orada bulunan herhangi birinden değil de ince bir hava akımından veya daha çok bir trampetten gelirmiş gibi görünen ses.

Discarnate Entity ( Diskarne Varlık)
Ruh veya maddesel olmayan varlık. Daha çok ölmüş ve dünyada sıkışmış birinin ruhu için söylenir.

Dissociation (Kişilik Çözülmesi )
Normal bilinçli farkındalığın dışında yapılan hareketler yada bilincin ayrı merkezleri olduğunu belirten akli yaptırımlar.

Divination ( Kehanet )
İşaretlere ve sembollere bakarak,olaylar veya gelecekle ilgili gizli anlamları,işaretleri yorumlamak. Kehanete örnek olarak Tarot,Falcılık,Çay yapraklarını okumayı gösterebiliriz.

Divining Rod ( Kahin Çubuk)
Su veya maden damarı aramak için kullanılan çatal şeklinde çubuk. ( Bazen bir çift L şeklinde çubuk olabilir )

Doppelganger ( Eş Ruh )
Hayatta olan bir kişinin eş ruhunu taşıdığı farzedilen ve yalnız olan kimselere görünen Ruh/ Hayalet

Double ( Çift )
Birinin bedeninin eş kopyası. Astral bedenle ilgili .

Double Blind ( Çifte Kör )
Deneysel bir testte,ne özne ne de deneyi yapan kişinin,deneyin anahtar vasıflarından haberdar olmaması.

Dowsing ( Tarama)
Yer altında bulunan,su,maden damarı veya kayıp kişi ve objelerin kehanet çubuğu veya sarkaç ile paranormal taramayla aranması.

Drop-in Communicator ( Davetsiz Haberci)
Oturum esnasında davet edilmeden gelen haberci .

E

Earth- Effect ( Deprem Efekti )
Fiziksel medium D.D. Home ( Daniel Dunglas Home 1833-1886 ) yaptığı odanın deprem oluyormuşcasına sallanmasını içeren fenomen.

Ecstasy ( Ekstaz )
Blincin değişik ( değişmiş) durumlarından biri. Kişi kendi üzerinde kontrol kaybı ve büyük bir vecd hali tecrübe eder. Bir çeşit trans halidir.

Ectoplasm ( Ektoplazma )
Fiziksel medyumun ter atar gibi ürettiği ve materilizasyona uğrayarak şekil alabilen yarı likid- akışkan şey,varlık.

EEG (Electro-encephalography) ( Elektro- Beyin ölçümleri )
Beyin korteksinde oluşan elektriksel aktivite varyasyonlarını kaydetme metodu.

Elemental Spirit ( Elemental Ruh )
Bir ruhun dört klasik elementlerden biriyle bağlantılı olması. ( Ateş,Toprak,Hava ve Su ). Animizm ile ilgili.

Elongation ( Uzantı)
Fiziksel bedenin paranormal uzantısı. Bazı mistik ve fiziksel medyumlarda olduğu rapor edilmiştir.

Empath ( Empat )
Özellikle pisişik özellikler taşıyan kimselerde görülen,başkalarının duygularına karşı hassas olma,anlayabilme.

Empathy ( Empati )
Başka bir kişinin veya hayvanın tecrübesini veya duygusal durumunu anlayabilme yeteneği. Çoğunlukla başka birinin duyarlılığını acılarını ve dugularını tecrübe etme olarak bilinen pisişik yetenektir.

Entity (Varlık)
Varoluş,varlık,şey.

ESP (Extrasensory Perception)
Duyu Dışı Algılamalar .

ESP Cards ( ESP Kartları )
Zener kartlarına bakınız.

Etheric Body ( Eterik Beden )
Astral bedenin benzeri. Fiziksel bedeni tüm kıvrımlarıyla sardığı söylenmektedir. Kimilerine gore ise aura dan başka bir şey değildir.

Evil Eye ( Kem Göz )
Bazı insanlarada bulunan,sadece bakarak karşılarındakine zarar verme yeteneği.

EVP ( Electronic Voice Phenomena)
Elektriksel Ses Fenomeni

Evocation ( Evokasyon )
Büyülü sözler veya ayinlerle ruh ( genellikle şeytani ruh) çağırma.

Exorcism ( Şeytan Çıkarma)
Dualar okuyaka bir kişinin bedenini istila etmiş kötü ruhu def etme. Şeytan Çıkarma.

Experiment ( Deney )
Kontrol altındaki öğelerle yapılan test..

Experimental Group ( Deneysel Grup )
Özel bir test prosedürünün altında olan bir grup pisişik.

Experimental Parapsychology ( Deneysel Parapsikoloji )
Kendiliğinden olan olayları araştırma veya teftiş teknikleri yerine,deneysel metodları içeren paraolojik araştırmalar.

Experimenter ( Deneyci )
Deneyi yöneten kişi.

Experimenter Effect ( Deneyci Tesiri )
Deneycinin kişiliği veya davranışlarının deney sonuçlarına tesir etmesi.

Extradimensional ( Boyut Dışı )
Bulunduğumuz boyutun dışından olan.

Extrasensory Perception ( Duyu Dışı Algılama )
Paranormal yolla alınan enformasyon. Telepatiyi de içerir.

Extraterrestrial ( Dünya Dışı )
Bulunduğumuz dünyanın dışından olan.

F

Fairy ( Peri )
Küçük,insane benzeri mitsel varlık. İyiliksever veya kötücül olabilir.

Faith Healing ( İnançla İyileştirme )
Duayla veya ilahi güce inançla ilişkili iyileştirme .

False Awakening ( Sahte Uyanış )
Kişinin uyanmış olduğunu sanıp,aslında hala rüya görüyor olma durumu.

Faraday Cage ( Faraday Kafesi )
Elektriksel etkilere karşı korunmuş alan sağlayan metal ağ .

Feedback ( Geri Besleme )
Özneye test sırasındaki performanslarına ilişkin bilgi verilmesi.

Fire Walking ( Ateşte Yürüme )
Ayakta herhangi bir acı veya zarar olmadan,kor haline gelmiş kömürlerin üzerinde yürüme.

Flying Saucer ( Uçan Daire )
1947 de icat edilen bir terim. Genellikle dünya dışı uzay gemisi olduğuna inanılnan bilinmeyen,diske benzer hava cisimlerine verilen ad. Şimdiki genel adı “ UFO” dur.

Focal Person ( Odak Kişi )
Poltergeist aktivitelerinin merkezi haline gelmiş kişi.

Fortean Phenomena ( Fortean Fenomeni )
Amerikan araştırmacı yazar Charles Fort’un adını taşıyan bu fenomenler. Geleneksel bilim bilgisini zorlayan,garip fenomenlerdir. Fortean Fenomenleri,paranormal olarak farzedilen,ancak garip,paranormal olmayan olayları içerir. Canavarlar ve mucizeler olağandışı olaylar,ve beklenmedik yağmurlar gibi.

Fortune Telling ( Falcılık )
Gelecekle ilgili olayları tahmin etmeyi amaçlayan çeşitli çalışmalardır.

Fraud ( Hile- Sahtekarlık )
Genellikle finansal kazanç amacıyla,bilerek yapılan sahte paranormal fenomenler oluşturmak. Eğlence amaçlı,bu tür sahte fenomenleri oluşturanlar ise Sihirbaz ve Mentalist olarak bilinir ve normal olarak bu sınıfa sokulmazlar.

G

Ganzfeld ( Ganzfeld Tekniği )
Duyu Dışı Algılama konusununda bir araştırma tekniğidir.
Bu teknikle yapılan deneylerde,Deneğin ( Özne ) gözkapaklarına birer pinpon topu yerleştirilir. Kulaklık takılarak „Beyaz Ses“ denilen tıslama ve ıslık sesine benzer ses dinletilir. Kırmızı bir ışık Deneğin gözkapaklarının üzerindeki toplara yansıtılır ve denek bir süre sonra halüsinasyonlar görmeye başlar. Bu noktada odada bulunan diğer kişilere görsel similasyon gösterilir. Kısa bir video gösterisi şeklinde. Gösteriyi seyreden kişilerin amacı,gördüklerini telepatik olarak deneğe iletmektir.

Geomancy ( Remil )
Çizgileri ve şekilleri yorumlayarak gaipten haber verme,kehanette bulunma sistemi.

Ghost ( Hayalet )
Ölmüş bir insanın ruhunun görüntüsüne verilen popular ad.

Gimmick ( Hile cihazı)
Sihirbazlıkta,büyülü efekt yaratmak için kullanılan hertürlü gizli aparat. Sahte medyumlar tarafından da kullanılır.

Glossolalia ( Glosolali)
Transtayken kişinin zamanımızda kullanılmayan ( antik ) bir lisanda konuşması.

"Goat" ( Keçi )
Psişik teste tabi tutulan,fenomene inanmayan denek.

Guardian Angel ( Koruyucu Melek )
Kişiyi koruduğuna inanılan melek.

Guide ( Klavuz)
Kişinin ruhsal yolculuğunda eşlik ettiğine inanılan ruh.
 

Painfully

Well-Known Member
Yanıt: Psikoloji Terimler Sözlüğü A'dan Z'ye

H

Hallucination ( Halusinasyon)
Fiziksel gerçekliğe uygun olmayan duyumsal tecrübe.

Haunting ( Uğrama / halk dilinde “Perili”)
Uzun bir sure boyunca aynı lokasyonda oluşan,açıklanamayan görüntü ses,koku veya daha başka algıları içeren paranormal fenomenler.

Healer ( Şifacı )
İyileştirme gücüne sahip olduğunu öne süren kişi.

Healing ( Şifa verme,İyileştirme )
Kabul edilmiş medical prensiplerle açıklanamayan tedavi.

Hex ( Büyü )
(a) Şeytani büyü veya lanet.
(b) Büyü üzerine çalışmak.

Huna ( Huna )
Şifa,mucize,büyü,duyu ötesi algı çalışmalarını içeren Hawaii dini.

Hyperacuity ( Hiperakutluk- Aşırı Duyu )
Bkz. Hyperaesthesia

Hyperaesthesia (Hiperestezi - Aşırı Duyu )
Duyuları aşırı derecede hassa olma durumu. Uyarılara karşı aşırı duyarlılık.

Hypnagogic Imagery ( Hipnagojik İmajlar - Halusinasyon )
Uykuya dalarken görülen canlı imgeler. Hayaller.

Hypnopompic Imagery ( Hipnopompik İmajlar- Halusinasyon )
Uykudan uyanırken görülen canlı imgeler. Hayaller..

Hypnosis - Hypnotism ( Hipnoz - Hipnotizma )
ASC de belirtilen hallerden biri. Dış etkiyle bilincin tesir altına alınması.

I

llusion ( Hayal – İlüzyon) )
(a) Kişiyi yanlış neticelere sürükleyen görüntü,görünüş.
(b) Sihirbazlıkta,algılama hilesi.

Imagery ( İm*****syon )
Zihinde imgeleri sezme,görme yeteneği. Bu görsel,işitsel veya temas ile olabilir.

Immortality ( Ölümsüzlük )
Bir kişinin,kişisel varlığın ölümden etkilenmediğinin farzedildiği inanış.

Incline Effect ( Meyil Efekti )
Psi testlerde,testin tekrarlanması sonucu performansın artması.

Incorruptibility ( Bozulmama )
Anlaşılamaz bir şekilde cesette çürüme olmaması,bozulmaması. ( Çürüme bozukluğu )

Indirect Voice ( Dolaylı Ses )
Diskarne varlığın,medyumun ses organlarını kullanarak konuşması. Genellikle ses medyumun normal sesinden tamamen farklı çıkar.

Intuition ( Sezgi )
Rasyonel ve entelektüel tahlillerin ötesinde,olayların esaslarını sezmek veya karmaşık olaylardan sonuç çıkarmak.

Invocation ( İnvokasyon )
Büyülü söz veya ayinle yardımsever,iyi ruhsal varlıkları çağırma.

J

Judge ( Yargıç )
Psişik deneylerde,hedefleri ve tepkileri karşılaştıran kişi

K

Ka ( Ka)
Çift veya Astral beden için Eski Mısırlıların kullandığı bir terim. ( ayrıca BA)

Karma ( Karma )

Ne ekersen onu biçersin. İnsan geçmişte ne yaptıysa gelecekte de onu görecektir felsefesini izleyen Hindu ve Budist etik doktrini. Burada « Geçmiş » bir önceki hayat anlamında« Gelecek » ise bir sonraki hayat anlamında kullanılmıştır.

Bkz. Reenkarnasyon.

Kirlian Photography ( Kirlian Fotoğrafçılığı)
Yüksek frekans elektrik akımı içeren forografik metod.S.D ve V. Kirlian adlı Rus çift tarafından icat edilmiştir. Kirlian fotoğraflar genellikle objeleri çevreleyen renkli haleleri veya auraları gösterir.

Kundalini ( Kundalini )
Yoga inanışında,çeşitli pratiklerle harekede geçirilebileceğine inanlılan büyük hayati enerji. Kundalini’nin paranormal fenomenlere enerji sağladığına inanılmaktadır.

L

Laying on of Hands ( Elle Tedavi )
Şifacının,hasta kişinin bedenine ellerini yerleştirerek veya yakınında tutarak uyguladığı tedavi.

Levitation ( Levitasyon )
Bir cismin veya kişinin paranormal olarak yükselişi veya kalkışı.

Luminous Phenomena ( Işıltı - Parlaklık Fenomeni )
Bir kişi veya bir objenin etrafında garip ışık veya parlaklığın görülmesi. Bkz. Aura

M

Magic ( Sihir )
(a) Paranormal veya ruhsal öğeleri kullanarak olaylara etki etme uygulamaları.
(b) Sihirbazlık sanatı

Magician ( Sihirbaz)
Sihir yapan kişi.

Mantra ( Mantra )
Meditasyonda kullanılan ses veya kelimeler. Bkz Trasendental Meditasyon

Matching Tests ( Karşılaştırma Testleri )
Deneğin tahmin yaparken anahtar kartlarını kullandığı kart tahmin testi tekniği.

Materialization ( Materyalizasyon)
Seans sırasında görülebilen ve dokunulabilir obje veya insan şekli oluşumu.

Meditation ( Meditasyon )
Ruhsal olarak,bilinci istenen düzeye getirmeyi amaçlayan zihinsel veya fisiksel zihinsel teknikler. Bkz. Yoga.

Medium ( Medyum)
Diskarne varlıklarla yaşayanlar arasında aracılık ettiğine inanılan kişi.

Mentalism ( Mentalizm )
Sihirbazlıkta psişik simalasyonları içeren bir branştır.

Mental Mediumship ( Zihinsel Medyumluk )
Medyumun paranormal olarak bilgi elde etmesi.

Mesmerism ( Mersmerizm )
F.A. Mesmer tarafından geliştirilen bir iyileştirme sistemi. ,Tedavide mıknatıstan yararlanma yöntemidir.Hasta trans halindeyken dokunma veya okşama yoluyla elde edilen ‘bedensel mıknatısın tedavide kullanmasıdır. Mesmerik transta olan kişilerde bazen durugun gibi paramormal tepkiler gösterebilir.

Message ( Mesaj )
Bkz. Communication ( Haberleşme )

Metal Bending ( Zihinsel Eğme)
Metal objelerin eğilmesiyle ilgili Psikokinetik yetenek. Uri Geller tarafından popolarize edilen fenomen.

Metamorphosis ( Metamorfoz – Başkalaşım )
Bkz. Shape – Shift ( Şekil değiştirme )

Metempsychosis ( Metempsikoz )
Ruhun bir bedenden diğerine geçmesi Reenkarnasyon için kullanılan bir başka terim.

Mind Reading ( Zihin Okuma )
Telepatinin bir diğer adı. Bkz. Telepathy ( Telepati )

Miracle ( Mucize)
Doğa üstü veya ilahi müdahalelerle gerçekleştiği farzedilen iyi olaylar.

Misdirection ( Yanıltma )
Sihirbazlar ve Mentalistler tarafından,kişinin dikkatini dağıtmak veya düşüncelerini karıştırmak için kullanılan teknikler.

Miss ( İsabetsizlik )
Hedef ile yanıtın arasındaki tutarsızlık,isabetsizlik.

Mnemonist ( Mnemonist)
Öğrendiği tekniklerle belleğini olağandışı geliştirmiş kişi .

Multiple Personality ( Çift Kişilik )
Kişinin iki veya daha fazla,belirgin ve ayrı kişilikleri,ayrı zamanlarda sergilemesini gösterir psikyatrik durum.

Mystic ( Mistik )
(a) Mistik tecrübelere yaşayan kimse
(b) Psişik,medium ve romantikler için kullanılan basitce kullanılan bir terim.

Mystical Experience ( Mistik tecrübe )
Zaman kaybı,kendini kaybetme gibi Bilincin Değişik Durumlarına ( ASC) giren tecrübeler.

Mysticism ( Mistisizm)
İnsan beyninin veya ruhunun direk olarak ilahiyatı tecrübe edebileceğini savunan duhsal ve dinsel doktorinler
 

Charismax

Back'in Zeka
Yanıt: Psikoloji Terimler Sözlüğü A'dan Z'ye

Eskiden mahlas olan kullandığım Süje kelimesini göremedim onuda ben ekliyim izninle... bir çok varda ben bunu ekliyim.. psikolojik bir terimdir buda

Bilim: Belirli bir alanda bilimsel yöntemlerle yapılan çalışmalar sonucu elde edilen organize bilgiler kümesi, düzenli bilgiler elde etme sürecidir. Tanımda belir*tildiği gibi bilim sadece olmuş bitmiş bilgiler yığını değil, aynı zamanda devam eden çalışmaları da içerir.
Bilgi: Suje-obje ilişkisinin sonucudur.
Süje: Bilen varlık. Yani bilgi ilişkisindeki insan.
Obje: Bilginin konusu olabilen her şey.
 
Üst